Çocukların zihinsel ve karakter gelişiminin %70i 0-6 yaş arasında tamamlanmaktadır.Bu süre içeri kazanılan davranış biçimleri,bütün hayat boyunca sürek etmektedir.
Okulöncesi eğitim,bütün Avrupa ülkelerinde,hükümet programları ve yatırımların esas hedeflerini ve odak noktalarını oluşturmaktadır.Ülkemize bakıldığında ise bu konunun üzerinde yeterince durulmadığı ve önlemlerin yetersizliği dikkati çekmektedir.Rakam vermek gerekirse, okulöncesi eğitim oranı Avrupa ülkelerinde (örneğin,Fransa ve İsveçte) %100lere varmakta olup,ülkemizde ise yalnız %15tir. politik otoriteler, mektep çağı çocuklarımızın sayısal değerini verirken 15 milyon bi şekilde belirtmektedirler.Oysa, eğitim yaşında 4,5milyon 3-6 yaş arası çocuk bulunmaktadır.Bu rakamın 20milyon bi şekilde ifadesi sağlandığında ve ulusal Eğitim Bakanlığı bütçesi içerisinde okulöncesi çağı çocukları için ayrılan hisse, okulöncesi çocuk nüfusu oranında arttırıldığında, okulöncesi eğitimin öneminin kavrandığı belli olacaktır.Avrupa Topluluğuna girme çabası içerisinde olduğumuz şu günlerde, çağdaşlığa giden yolun yalnız çocukların eğitimi birlikte sağlanabileceği göz önünde tutulmalı,yatırım hedefleri saptanırken, çocukların eğitim gereksiniminin, doğumdan başlayarak karşılanması gereksinimi öncelikle ele alınmalıdır.Bu hedefe ulaşmak için 1 an önce okulöncesi eğitimin önemine ilişkin kampanyalarla,kamuyu bilgilendirmek ve oluşan kamuoyu birlikte politik kararlar alınmasını sağlamak gerekmektedir.
3-6 yaş arası bilimsel bi şekilde eğitim yaşıdır.Bu yaş gurubundaki bütün çocukların Anayasanın 42. Maddesinde belirtilen eğitim hakkından yararlanabilmeleri için okulöncesi eğitim kurumlarının kafi sayıya çıkarılması konusunda çalışmalar hızlandırılmalı, hususi yatırımcılar kredilendirilmeli ve desteklenmelidir.Yapılan araştırmalara göre, okulöncesi eğitim alan çocuklar ilkokulda okuma yazmayı, bu eğitimi almayan çocuklardan %100 daha süratli öğrenmekte ve bu öğrenme hızı hayat boyu sürmektedir.Öğrenmenin %80i okuma yolu birlikte olduğundan , çocuğun kitapla erken yaşta tanışması onun öğrenme hızını epey etkilemektedir.Burada da okulöncesi eğitimde kitapların önemi açıkça görülmektedir.
0-6 yaş arasındaki çocuğun eğitiminde en kritik rol ana-babaya düşmektedir. Bu nedenle öncelikle ana-babanın bilinçlendirilmesi çalışmaları ehemmiyet kazanmaktadır.Ülkemizde okulöncesi eğitim kurumlarının azlığı dikkate alındığında,mektep öncesi eğitimi veren kitap,oyuncak ve benzeri materyalin önemi ve bunların kullanımı konusunda velilerin bilgilendirilmesinin zorunluluğu açıkça görülmektedir.
Toplum bi şekilde, epey sevdiğimiz çocuklarımız ve geleceğimiz için en kalıcı yatırımın eğitim olduğu bilincine vardığımızda, bütün diğer sorunlarımızın kolayca çözümlendiğini göreceğiz.Bunun için 1-7 Eylül tarihleri Okulöncesi Eğitim Günleri bi şekilde gelenekselleşecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder